SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 1024 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

80 - (1034) حدثنا يحيى بن يحيى وزهير بن حرب وإسحاق بن إبراهيم. جميعا عن جرير. قال يحيى: أخبرنا جرير عن منصور، عن شقيق، عن مسروق، عن عائشة. قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إذا أنفقت المرأة من طعام بيتها غير مفسدة، كان لها أجرها بما أنفقت. ولزوجها أجره بما كسب. وللخازن مثل ذلك. لا ينقص بعضهم أجر بعض شيئا".

 

{80}

Bize Yahya b. Yahya ile Züheyr b. Harb ve ishâk b. İbrahim toptan Cerîr'den rivayet ettiler. Yahya (Dediki): Bize Cerir, Mansûr'dan, o da Şakîk'den, o da Mesrûk'dan, o da Aişe'den naklen haber verdi. Aişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),

 

«Kadın zarar vermeksizin evinin yiyeceğinden infak ederse, infâki sebebiyle kendisine; malı kazanması sebebiyle de kocasına ecir verilir. Vekîl-i harc için de bunun gibi ecir vardır. Bunlar birbirlerinin ecirlerinden hiç bir şey azaltmazlar.» buyurdu.

 

 

(1024) وحدثناه ابن أبي عمر. حدثنا فضيل بن عياض عن منصور، بهذا الإسناد. وقال "من طعام زوجها".

 

{…}

Bize, bu hadîsi ibni Ebi Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Fudayl b. iyâz,  Mansûr'dan bu  isnâdla rivayet etti. (Yalnız o): «Kocasının yiyeceğinden.» demiştir.

 

 

81 - (1024) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو معاوية عن الأعمش، عن شقيق، عن مسروق، عن عائشة. قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إذا انفقت المرأة من بيت زوجها غير مفسدة. كان لها أجرها. وله مثله. بما اكتسب. ولها بما أنفقت. وللخازن مثل ذلك. من غير أن ينتقص من أجورهم شيئا".

 

[ش (شيئا) هكذا وقع في جميع النسخ: شيئا بالنصب. فيقدر له ناصب فيحتمل أن يكون تقديره: من غير أن ينقص الله من أجورهم شيئا. ويحتمل أن يقدر: من غير أن ينقص الزوج من أجر المرأة والخازن شيئا. وجمع ضميرهما مجازا على قول الأكثرين: إن أقل الجمع ثلاثة. أو حقيقة على قول من قال: أقل الجمع اثنان].

 

{81}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Şakîk'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)

 

«Kadın, kocasının evinden zararsızca infâkta bulunursa, yaptığı infâk sebebiyle ecri kendinin; malı kazanması sebebiyle bir misli de kocasının olur. Vekîl-i harc için de bunun misli vardır. (Bunlar) birbirlerinin ecirlerinden hiç bir şey azaltmazlar.» buyurdular.

 

 

(1024) وحدثناه ابن نمير. حدثنا أبي معاوية عن الأعمش، بهذا إسناد، نحوه.

 

{…}

Bize, bu hadîsi İbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babamla Ebû Muâviye, A'meş'den, bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet ettiler.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Zekât» bahsinin bir iki yerinde ve «Kitâbü'l-Büyû'da»; Ebû Dâvûd ile Tirmizi «Zekât» bahsinde; Nesâî «Işrâtü'n-Nisâ»'da; îbni Mâce «Ticârât»'da muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Tirmizî onu iki tarîkden tahrîc etmiş. Muhammedü'bnü'l-Müsennâ tarikiyle Hz. Âişe' den rivayet ettikten sonra: «Bu hadis hasendir.» demiştir. İkinci tariki Mahmûd b. Gaylân vasıtasıyla yine Hz. Âişe' den rivayet etmiştir. Mezkûr rivayet için Tirmizî: «Bu hadîs hasen sahihtir ve birinci tarikten daha sahilidir.» demektedir.

 

Hadîs-i şerif, muhtelif lâfızlarla rivayet olunmuştur. Bunların bâzılarında: «Kadın infâk ederse...» denilmiş; Tirmizi' nin bir rivayetinde: «Kadın tesadduk ederse...», diğer rivayetinde:

 

«Kadın, kocasının evinden bir şey verirse...» buyurulmuştur.

 

Kadının infâk ettiği şeyin «Evinin yiyeceğinden.» diye kayıtlanması âdeten yiyecek vermek hususunda müsamaha gösterildiği içindir.

 

Altın ve gümüş gibi şeylerin verilmesi âdet olmadığı için kadın onları kocasının izni olmaksızın veremez.

 

«Bunlar biribirlerinin ecirlerinden hiç bir şey azaltmazlar.» cümlesinden murâd: Kadın ve vekîl-i harc amellerine göre kadının kocası ile vekil-i harc'ın efendisi de mallarına göre sevap kazanırlar, birbirlerinin sevaplarını paylaşmak suretiyle azaltmazlar, demektir.

 

Nevevî diyor ki: «vekîl-i harc, çırak, köle ve kocası olan kadın tasarruf hususunda mutlaka efendilerinden izin almak mecburiyetindedirler. Hiç bir suretle izin almamışlarsa sevap değil, başkasının malında izni olmadan tasarrufta bulundukları için günâha girerler. İzin iki kısımdır; biri nafaka ve sadaka vermek için sarahaten müsâade etmekle olur. Diğeri örf-ü âdetten anlaşılan izindir. Dilenciye bir parça ekmek vermek gibi örf ve âdet olan ve zevç ile mal sahibinin rızâları yine Örfen bilinen şeyler bu kabildendir. Bu gibi şeyler hususunda zevç ile mal sahibi bir şey söylemeseler bile rizâları mevcut sayılır. Fakat örf muhtelif olur da, rizâ hususunda şüpheye düşülür yahut zevç ile mal sahibinin cimri oldukları hâllerinden anlaşılır veya şüphe edilirse, kadın kocasının malından hiç bir şey veremediği gibi, köle ve emsalinin dahi efendilerinin malından bir şey vermeleri caiz olamaz. Bu takdirde onların tasarrufları efendilerinin sarahaten iznine bağlıdır...

 

Gerek kadının gerekse çırak ve emsalinin âdetten fazla bir şey vermeleri caiz değildir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

(Kadın, evinin yiyeceğinden zararsızca infâkta bulunursa...) sözü ile bu mânâya işaret buyurmuştur.»

 

Nevevî bundan sonra kadın, köle, vakil-i harc gibi kimselerin kimlere infâkta bulunabileceklerini beyânla: «Nafakadan murâd: Mal sahibinin, çocuklarına, hizmetçilerine, işlerine, misafir ve yolcu gibi ziyaretçilerine infâkta bulunmaktır.» demiştir.